Yara Nedir, Yara Nasıl Oluşur?
Yara, cildin koruyucu işlevindeki bozulmadır. Yara, daha başka bir tanımla temel bağ dokusu (örneğin, kas, kemik, sinir) kaybı olmadan epitel sürekliliğin kaybı gibi tanımlanabilir.
Bir yara birçok şekilde tarif edilebilir; etiyolojisi, anatomik konumu, akut veya kronik olup olmadığına göre belirlenir, kapatma yöntemiyle, ortaya çıkan semptomlarla ya da gerçekte yara yatağındaki baskın doku tiplerinin ortaya çıkmasıyla uygulamaya alınır. Tüm tanımlar, yaranın semptom çözülmesine ya da uygunsa iyileşmeye kadar değerlendirilmesinde ve uygun şekilde yönetilmesinde kritik bir amaca hizmet eder.
Yaraların nasıl meydana geldiğini ve bunları yönetmek için uygun pansuman sargılarını seçmek ve nasıl ilerlediklerini anlamak önemlidir. Doğru değerlendirme, yara iyileşmesinin fizyolojisinin, hastadaki eşlik eden komorbiditelerin bilgisiyle birlikte anlaşılmasına bağlıdır. Yara, hastadan izole edildiğinde, doğru teşhis ve sonuçların gerçekleştirildiğini görebiliriz.
Cilt Nedir, Cildin Yapısı ve İşlemleri Nelerdir?
Cilt Nedir?
Cilt, vücutta yüzey alanı ve vücut ağırlığındaki en büyük organlardan biridir.
Cilt epidermis ve dermis olan iki katmandan oluşmaktadır. Dermisin altında, hipodermis veya deri altı yağ dokusu bulunur. Cildin koruma, düzenleme ve duyum olmak üzere üç ana işlevi vardır. Yara ve yaralama cildin tüm işlevlerini etkiler.
Deri bir koruma organıdır: Cildin birincil işlevi bir bariyer görevi görmektir. Cilt, mekanik etkiler ve basınç, sıcaklıktaki değişiklikler, mikroorganizmalar, radyasyon ve kimyasallar gibi durumlardan koruma sağlar
Deri bir düzenleme organıdır: Cilt, fizyolojinin çeşitli yönlerini düzenler, bunlar: vücut ısısı, ter ve saç yoluyla, periferik dolaşımdaki değişiklikler ve ter ile sıvı dengesindeki değişiklikler. Aynı zamanda D vitamininin sentezi için bir rezervuar görevi de görmektedir.
Cilt bir duyu organıdır: Cilt, ortamdaki değişiklikleri algılayan ve değiştiren geniş bir sinir hücreleri ağı içerir. Isı, soğuk, dokunma ve ağrı için ayrı reseptörler bulundurmaktadır. Bu sinir hücrelerinin zarar görmesi, nöropati olarak bilinir ve bu da etkilenen bölgelerde duyu kaybına yol açar. Nöropatisi olan hastalar yaralanma yaşadıklarında ağrı hissetmeyebilir, bu da ağır yaralanma riskini veya mevcut bir yarayı kötüleştirebilmektedir.
Yaranın İyileşmesinin Aşamaları Nelerdir?
Yaraların birincil amaç ile kapatılıp kapanmadığı, gecikmiş primer kapamaya tabi tutulduğu veya sekonder niyeti tarafından iyileşmeye bırakılması gibi yara iyileşme süreci üç faza bölünebilen dinamik bir süreçtir. Yara iyileşmesinin doğrusal olmadığının ve çoğu zaman yaraların iç ve dışsal kuvvetlere bağlı olarak hem ilerleyebileceği hem de gerileyebileceği unutulmamalıdır .
Yara İyileşme Fazları
İnflamatuar faz
Çoğalma fazı
Olgunlaşma fazı
İnflamatuar faz, yaralanmaya karşı vücudun verdiği doğal bir tepkidir. İlk yaralanmadan sonra, yara yatağı yüzeyindeki kan damarları ve bir pıhtı oluşur. Hemostaz sağlandıktan sonra, kan damarları daha sonra gerekli hücrelere izin vermek için genişler; antikorlar, beyaz kan hücreleri, büyüme faktörleri, enzimler ve besin maddeleri yaralı bölgeye ulaşmaya çalışır. Bu da, eksüda seviyelerinde bir artışa neden olur, bu nedenle cildin çevresindeki maserasyon belirtilerinin izlenmesi gerekir. Bu aşamada, inflamasyonun karakteristik belirtileri görülebilir; bunlar eritem, ısı, ödem, ağrı ve fonksiyonel gibi rahatsızlıklar meydana getirir. Buradaki baskın hücreler fagositik hücrelerdir; bunlar da ‘nötrofiller ve makrofajlar’dır.
Çoğalma fazı (Proliferasyon) sırasında, yara kolajen ve hücre dışı matriksten oluşan ve yeni bir kan damarları ağının oluştuğu ve ‘anjiyogenez’ olarak bilinen bir süreçten oluşan yeni granülasyon dokusu ile yeniden ‘yeni’ hale getirilir. Sağlıklı granülasyon dokusu, kan damarları tarafından sağlanan yeterli oksijen ve besin düzeylerini alan fibroblast’a bağlıdır. Sağlıklı granülasyon dokusu, dokudaki granülerdir ve düzensizdir; kolayca taşmaz ve pembe / kırmızı renklidir. Granülasyon dokusunun rengi ve durumu genellikle yaranın nasıl iyileştiğinin bir göstergesidir. Koyu granülasyon dokusu zayıf perfüzyon, histemi ve / veya enfeksiyonun göstergesi olabilir. Epitelyal hücreler nihayetinde yarayı ‘epitelizasyon’ olarak bilinen bir süreçle yeniden ortaya çıkarırlar.
Olgunlaşma fazı, son aşamadır ve yara kapatıldıktan sonra ortaya çıkar. Bu evre, tip III’den tip I’e kadar kollajenin yeniden modellenmesini içerir. Hücresel aktivite azalır ve yaralı bölgedeki kan damarlarının sayısı azalır ve azalır.